İş kıyafetlerinin hijyen kurallarına uygun biçimde yıkanması ve depolanması, tüm sektörler için önemlidir. Ancak söz konusu ilaç sektörü olduğunda iş kıyafeti hijyeni kritik bir önem kazanır.
Türkiye ilaç sektörünün öncü markalarından Abdi İbrahim, iş kıyafetlerinde mükemmel hijyen için Lindström iş kıyafeti kiralama hizmetini tercih ediyor. Abdi İbrahim İdari İşler Müdürü Erdem Sarıoğlu, Lindström’ün kazandırdığı en büyük katma değerin “izlenebilir, standartları olan, sürdürülebilir bir hizmet” sunması olduğunu belirtiyor. “Denetçiler tarafından, tâbi olduğumuz uluslararası denetimlerde de talep edilen bu verileri gönül rahatlığıyla, şeffaf bir şekilde paylaşabiliyoruz.” diyerek cümlesini tamamlıyor.
Abdi İbrahim ile 2 yıl 8 ay önce yollarının kesiştiğini söyleyen idari işler müdürü Erdem Sarıoğlu sorularımızı yanıtladı.
Lindström ile ilk tanışmanız nasıl oldu ?
Lindström’ün diğer ilaç firmalarına verdiği hizmetlerin referansı ile Abdi İbrahim’in büyüklüğü bir araya gelerek bu ortaklığı makul kıldı. Abdi İbrahim her zaman hem sektöründe hem ülkemizin diğer alanlarında yenilikleri takip etmekte öncü olan bir firma. İş kıyafeti kiralama ülkemizde nispeten yeni bir hizmet alanı olmasına rağmen, Abdi İbrahim cesareti, öncülüğü ve elbette Lindström’ün bir dünya markası olmasının getirdiği güven; bu hizmeti almamız yönünde adım atılmasını sağladı. Tabii bu hizmetin alınmasına üzerinde çokça çalışılıp fizibilitesi yapıldıktan sonra, 6sonra, 6-7 aylık bir süreç sonucunda karar kılındı. Şu anda ise birçok bölümümüzde 1400 çalışanımız için bu hizmeti almaktayız.
Lindström iş kıyafeti kiralama hizmeti size hangi avantajları sağladı?
Lindström ile çalışmanın en büyük katma değeri, izlenebilirliği ve standartları olan, sürdürülebilir bir hizmet olması. Hangi ürünün nerede olduğunu; ne zaman yıkamaya gittiğini ve hangi sıklıkta yıkandığını görebiliyoruz. Denetçiler tarafından, tâbi olduğumuz uluslararası denetimlerde de talep edilen bu verileri gönül rahatlığıyla, şeffaf bir şekilde paylaşabiliyoruz.
Sürece ve işleyişe bizim de dahil olmamız, Lindström temsilcilerinin sahadaki desteği sayesinde sevkiyatı ve Lindström çalışanlarının çalışma şeklini de görmemiz, bizim için de doğru hizmeti aldığımız noktasında ikna edici oldu.
Lindström’ü diğer seçeneklerden ayıran farkı sizden de duyabilir miyiz?
Global bir bakışın olması çok kıymetli. Global olarak dahi yaşanabilecek sorunları öncesinden gören ve bunu bize minimum seviyede hissettiren bir firma Lindström. Diğer seçenekleri düşündüğümüzde, çok ciddi bir satın alma süreci aklımıza geliyor. Ürünlerin tespiti, tedarikçinin standartları ve ürünlerin gelecekte tekrar bulunabilir olması konusunda riskler var. Bunlar aşıldıktan sonra bile farklı bir operasyon organizasyonu kurulması gerekecek. Hem satın alma yapılması hem de depolanması -belki farklı farklı noktalarda- hem de yıkama işlemlerinin gerçekleştirilmesi lazım. Bu şekilde üç farklı operasyonu takip ediyor olmamız lazım.
Belki de en önemlisi; bizim her bir kıyafeti Lindström’deki gibi bir teknik ve fiziki altyapıya sahip, bu işi yapabilecek ölçekte ve güvenilirlikte, bizim gibi firmalarla çalışabilecek seviyede bir yapının dahilinde yıkattırmamız gerekiyor. Bu kapsamda da tek uygun aday olarak Lindström’ü görüyoruz.
Pandemi sürecinde Lindström’ün size katkısından kısaca bahsedebilir misiniz?
Pandemi günlerinde insanların en çok ihtiyaç duyduğu ilaçların üreticilerindeniz. Bu nedenle pandemi süreci bize ekstra sorumluluk yükledi. Operasyonun devamlılığının sekteye uğraması düşünülemezdi. Bu dönemde bizim de hassasiyetlerimiz arttı. Lindström’den de aynı hassasiyette dönüş alabildik. Pandeminin ilk günlerinde kıyafetlerin yıkama sıklıkları ve hijyeni konusunda sorularımız oldu. Bu süreçte hijyen yönünden birçok talepte bulunduk ve Lindström operasyonlarını bizim ihtiyaçlarımız doğrultusunda yönetebildi. Bu da bizim için çok kıymetliydi.